Psikolog, iç ve dış baskılara nasıl boyun eğmeyeceğini anlattı.
Bu korkuya yenik düşerek arkadaşlıklara ve aile ilişkilerine önem vermeyi bırakabiliriz / My kolajı, fotoğraf depositphotos.com
Amerikalı psikolog Mark Travers, asla aşkı bulamama korkusunun üstesinden gelmenin üç yolunu sıraladı.
Forbes için yazdığı makalesinde şunları kaydetti: “Birçoğumuz, hayatın asıl amacının birisiyle birlikte olmak olduğuna inanarak yetiştirildik; o kadar ki, tek başına ya da yalnız kalma düşüncesi bile korku uyandırır. Ancak, kişisel ve duygusal sağlığımız için tehlikeli olan yalnızlığın kendisi değil, ondan duyulan korkudur. Bu korkuya teslim olarak, arkadaşlıklar ve aile ilişkileriyle ilgilenmeyi bırakıp romantik bağlantılar aramaya başlayabiliriz ve bunların ‘bizi bütünleştireceğini’ ümit edebiliriz.”
Psikoloğa göre, bu korku genellikle sözde “ilişkiyi idealize eden inançlardan” kaynaklanıyor; Kişilik ve Sosyal Psikoloji Bülteni dergisinde 2024 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, bir kişinin yalnızca bir çiftle gerçekten mutlu olabileceği inancı.
İç ve dış baskılara boyun eğmemek için psikologlar yalnızlık korkusunu yenmenin üç yolunu sunuyor:
Kendinizi tamamen tutkularınıza ve hobilerinize bırakın. 2022’de yapılan bir araştırma, insanların yalnızlık deneyimlerinin farklılık gösterdiğini, bazılarının başarılı olduğunu, bazılarının mücadele ettiğini ve diğerlerinin karışık duygular hissettiğini ortaya çıkardı. Tamamen partner bulmaya odaklandığımızda kendi ihtiyaçlarımıza ve hobilerimize dikkat etmemiz zorlaşır. Bu eylemler genellikle pişmanlığa, kırgınlığa ve öz kimliğin kaybına neden olur. Yalnızlığı bir sorun olarak görmek yerine bu zamanı kendinize bakmak, yeni hobiler keşfetmek ve beceriler geliştirmek için kullanın.
Ayrıca okuyun:
Mevcut bağlantıları koruyun. “Potansiyel olarak anlamlı” romantik ilişkilere odaklandığımızda, arkadaşlarımızı ve ailemizi ihmal edebilir, desteği zayıflatabilir ve kendimizi izole edebiliriz. Arkadaşlıklara yatırım yapın: Toplantılar planlayın, sizi sevenlerle bağlarınızı derinleştirin. Mevcut ilişkilerinizin değerinin farkına vararak kendinizi daha az yalnız hissedeceksiniz.
Bir “bolluk zihniyeti” geliştirin. Eksik olduklarınıza değil, halihazırda sahip olduklarınıza odaklanın. Bu, orada olmayanı “kovalamayı” bırakmanıza ve sevgi, destek ve onay akışına yer açmanıza yardımcı olacaktır.
Daha önce bir psikoloğun bize 1 numaralı alışkanlığın aşkı kurtardığını söylediğini hatırlatalım.

